Hukuk Yargılamasında Tarafta İradi Değişiklik

Dar anlamda taraf değişikliği, açılmış ve görülmekte olan bir davada, davanın taraflarından birinin davadan ayrılması ve onun yerini üçüncü kişinin almasıdır. Açılmış ve görülmekte olan davada taraflardan birinin yanına yeni kişilerin eklenmesi de tarafta değişiklik olarak kabul edilebilir. Önceki kanun dönemlerinde iradi taraf değişikliklerine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından uygulamada iradi değişiklik bulunmamaktaydı. görselYargıtay’ın görüşüne göre ıslah yoluyla değişiklik bile mümkün değildi. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile birlikte iradi taraf değişikliği kurumu getirildi. İradi taraf değişikliği kurumunun en önemli getirisi usul ekonomisini sağlamasıdır. Kural olarak dava açıldıktan sonra, davacının dilekçesi ile göstermiş olduğu tarafı değiştirme imkânı yoktur. Bu halde olası sonuçlardan bir tanesi davalının taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesidir. Davanın reddine karar verilmemesi için davacının kullanacağı imkânlar davadan feragat, davayı geri almak veya davayı takip etmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasını sağlamak ve doğru kişiyi taraf olarak göstererek ayrı bir dava açmaktır. Ancak bu işlemler hem davacı bakımından aleyhe sonuçlar doğurmaktadır hem de mahkemelerin iş yükünü gereksiz artırdığı için genel olarak bütün yargılamaları olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla bazı durumlarda taraf değişikliğine izin verilmesinde usul ekonomisi bakımından hukuki yarar bulunmaktadır.

İradi taraf değişikliği, konusu ve sebebi aynı olan yeni bir dava açılması ve farklı bir hâkim tarafından karar verilmesi ihtimalini ortadan kaldırmakta ve dava hakkında daha önce tahkikat yapmış hâkim tarafından davanın yürütülmesine imkân vererek yargılama süresinin uzamasını engellemektedir. HMK m.124/1’e göre iradi taraf değişikliğinde taraflardan birinin bunu kabul etmesi gerekmektedir. Birinci fıkra düzenlemesi “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.” Şeklindedir. İradi taraf değişikliği, aslında taraf sıfatı olmayan bir kişi tarafından dava açılması veya taraf sıfatı olmayan bir kişiye karşı dava açılmış olması halinde, gerçekte taraf sıfatına sahip olan kişi tarafından davanın yürütülmesi ihtiyacı doğduğundan gereklidir1. Konuya ilişkin Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin kararında; (15. HD., E. 2016/5718 K. 2017/590 T. 14.2.2017)

“HMK 124. maddeye göre; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (124/…). Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır (124/…). Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir (124/…). Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder (124/…).

HMK tasarısının Adalet Komisyonunda yapılan görüşmesi sırasında tasarıya eklenen … ve …. fıkralara ilişkin gerekçe de incelendiğinde yasa koyucunun temsilde yanılma nedeniyle yapılacak taraf değişikliğini de madde kapsamında kabul ederek düzenleme yaptığı anlaşılmaktadır. Gerekçeye bakılmaksızın dahi; yasa koyucunun daha ağır usul hatası olan tarafın yanlış gösterilmesinde kabul edilebileceğini belirttiği iradi taraf değişikliğinin, diğerine göre daha hafif usul hatası içeren temsilde yanılma halinde de yapılabileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle HMK 124. madde temsilcide yanılma suretiyle tarafın hatalı gösterilmesi halinde de uygulanabilecektir.

görselYukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen …. … İnşaat Bölge Başkanlığı’nın tüzel kişiliği bulunmadığı, doğru hasmın … İnşaat Bölge Başkanlığı’nın da bağlı bulunduğu ….. …. …. olduğundan temsilcide yanılma bulunduğu açıktır. Husumet itirazına rağmen kararın verildiği ön inceleme duruşmasına davalı vekili olarak Avukat … gelmiş olup bu vekilin …. vekili olarak mı duruşmaya geldiği sorulmamış, davacı taraftan da tarafın yanlış gösterilmesi konusunda açık beyanına başvurulmamıştır. Oysa ki temsilde yanılma suretiyle yanlış taraf gösterilmesi sonucu dava şartlarında eksiklik bulunduğu takdirde bu HMK 124. maddeden de yararlanılarak tamamlanması mümkün bir dava şartı eksikliğidir. Dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise HMK 115/…. madde gereğince ilgili tarafa süre verilmesi gerekir. Davacı tarafa HMK 124. maddeden yararlanarak iradi taraf değişikliği yapmak suretiyle dava şartlarındaki eksikliği tamamlamak için HMK 115/…. maddeye dayalı olarak süre verilmeksizin, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre iradi taraf değişikliği, karşı tarafın rızasıyla veya hâkimin izniyle olmak üzere iki şekilde söz konusu olabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 124. maddesinde öngörülen bu imkân dışında, ıslah yoluyla iradi taraf değişikliği mümkün değildir. Davacının davalı tarafı değiştirmek istemesi halinde, sadece görülmekte olan davanın davalısının açık rızası yeterlidir; yeni davalının rızasının bulunup bulunmaması ise önemli değildir. Davacı tarafta değişiklik yapılabilmesi için ise öncelikle önceki davacının bunu talep etmesi gerekir. Çünkü kimsenin hak arama talebinden rızası dışından vazgeçtiği kabul edilemez. Dava dilekçesinde taraf olarak gözüken davacının değiştirilmesinin talep edilmesi halinde, ayrıca hem mevcut davanın davalısının hem de yeni davacının rızasının bulunması gerekir. HMK m.124/3-4 fıkralarında hâkim izniyle taraf değişikliği bahsi düzenlenmiştir. Kanun düzenlemesi;

“(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde kurulmuştur.

görselİradi taraf değişikliği kural olarak karşı tarafın rızası ile gerçekleşmekteyse de mutlak şekilde karşı tarafın rızasını aramak bazı durumlarda yargılamanın uzamasına ve yeni davaların açılmasına neden olarak usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu durumu öngören kanun koyucu belirli şartların varlığı halinde hâkimin izniyle değişiklik hakkı tanımıştır. Kanun koyucu hâkim izniyle yapılacak değişiklik nedenlerini 3 başlık altında toplamıştır. Bunlar maddi hata nedeniyle tarafın değiştirilmesi, dürüstlük kuralına aykırı olmayan değişiklik talebi ve kabul edilebilir yanılgı sebebiyle iradi taraf değişikliğidir. Yargıtay uygulaması da dikkate alındığında, dürüstlük kuralına aykırı olmayan iradi taraf değişikliğine, ölmüş kişiye karşı dava açılması ve yeterince araştırma yapılmış olmasına rağmen taraf sıfatında yanılma ve benzeri durumlar örnek verilebilir.

Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktaysa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliğini kabul edebilir. Belirtmeliyiz ki kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilen haller, aynı zamanda dürüstlük kuralına aykırılık da teşkil etmeyeceğinden, HMK’nın 124. Maddesinin 3 ve 4. fıkralarının aradığı şartlar aynı anda gerçekleşmiş olur. Kabul edilebilir yanılgı sebebiyle iradi taraf değişikliği halleri kapsamında ise, temsilcide yanılma, tüzel kişiliği olmayana dava açılması, resmi sicil ve kayıtlardaki hatanın tarafın yanlış gösterilmesine neden olması, tarafın eksik gösterilmesi halleri ve benzeri durumlar değerlendirilebilir2. Konuya ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin kararında; (20. HD., E. 2017/1874 K. 2017/2756 T. 3.4.2017)

“Davacı dava dilekçesinde, davalılardan …’ı davalı göstererek dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesini, getirilmediği takdirde davalı kiracının tahliyesini, davalıların vaki müdahalelerinin menini talep etmiş, mahkemece, davalı …’ın kiracı olmadığı bu nedenle dava konusu taşınmazda taraf ehliyeti bulunmadığından husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Husumet kamu düzeni ile ilgili olup, yargılama sırasında mahkemece re’sen nazara alınması gerekirse de şirket müdürü olan …’ın hasım gösterilmesinin HMK’nın 124. maddesi hükümleri doğrultusunda temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek dava ekonomisi de gözetilerek dava dilekçesinin … Eğitim Hizmetleri Turizm Taşımacılık İç ve Dış Ticaret Limited Şirketine tebliği ile davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

İradi taraf değişikliği için gerçekleşebilmesi için gerekli şartlar vardır. Bunlardan ilki iradi taraf değişikliği için talep edilmesi gerekmektedir. İradi değişiklik hâkim tarafından re’sen incelenecek bir husus değildir. Taraf değişikliği talebi yazılı yahut sözlü olarak sunulabilir. Kanunen öngörülmüş herhangi bir usulü yoktur. Yazılı bir beyan ile yapılabileceği gibi duruşma esnasında duruşma zaptına geçirilmesi talep edilebilir. Kanunun açık düzenlemesine göre karşı tarafın rızası veya mahkemenin izni iradi taraf değişikliği için bir başka şarttır. Son olarak iradi değişikliğin talep edilebileceği zaman bakımından değerlendirme yapmak gerekmektedir.

Kanun koyucu iradi taraf değişikliği hakkında düzenleme yaparken süre konusunda herhangi bir düzenleme yapmamıştır. Bu bakımdan iradi taraf değişikliğinin ilk derece mahkemesinde nihai karar verilinceye kadar yapılabileceği değerlendirilebilir. İradi taraf değişikliği talepte bulunan davacı için davanın geri alınması, davaya yeni katılan taraf için ise yeni bir dava niteliğinde olduğundan HMK’daki hükümleri kıyaslayarak değerlendirme yapmak gerekmektedir. HMK m.123’e göre, hüküm kesinleşinceye kadar davanın geri alınması mümkün iken, HMK m. 357’e göre yeni bir davanın görselaçılması, ancak ilk derece mahkemesinde mümkün olabilir. Buna göre, ilk derece mahkemesinde görülen dava hakkında nihai karar verilinceye kadar mümkün olabilir. HMK m.124’ün son cümlesinde yargılama giderleri bakımından bir düzenleme yapılmıştır. “Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” Düzenlemesine göre davanın tarafı olmak çıkarılan davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekir.

Mevcut davalının yanlış gösterilmesinde bu kişinin kusuru bulunmadığı gibi, muhatap olmaması gereken yargılama işlemleriyle de uğraşmak zorunda bırakıldığı için3, onun tarafından yapılan yargılama giderlerinin karşılanması gerekir.

1 Williseger, s. 111.

2 Yrd. Doç. Dr. Tolga AKKAYA, Medeni Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, s. 42

3 Bkz. HMK’nın 124. maddesinin Adalet Komisyonu gerekçesi.

Yasal Uyarı: Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. T.C. Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemelerine bağlı olarak hiçbir şekilde reklam, teklif, hukuki görüş amacı gütmez. Bu bilgilerin ulaşması hiçbir şekilde avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz. Bu sitenin ziyaret edilmesi yukarıdaki şartların kabul edildiği anlamına gelmektedir.

Cevap Bırakın